Sosyal Medya

Makale

AK Parti’nin iki riskli alanı

Siyasetin bir maraton koÅŸusu olduÄŸu söylenir. AK Parti'nin performansı ise bu maratonu 100 mlik yarış kıvamına sokuyor. YaÅŸanan dönüşümün verdiÄŸi "olaÄŸanüstülük hissi" ve aktörler arasındaki sert rekabetin getirdiÄŸi "seferberlik" hali siyasetimizi terk etmiyor. Sürekli seçimlerde kaybediyor olmak ise ana muhalefet partisi 'yi Batı baÅŸkentlerinden AK Parti'ye karşı "ilave yardım isteme" noktasına itiyor. 2019 seçimlerine giderken de CHP'nin CumhurbaÅŸkanı ErdoÄŸan'ı Batı'ya ÅŸikayet etme yaklaşımını asla bırakmayacağı anlaşılıyor.

***

Focus dergisine verdiÄŸi mülakatta KılıçdaroÄŸlu, Alman kamuoyuna "Türkiye'de hiç kimsenin güvenlik garantisi yok, ne canınız, ne de mal ve mülkünüz emniyette deÄŸil" deme noktasına geldi.
Hatta "demokrasiden yana olan bütün güçleri bir araya getireceÄŸiz ve ErdoÄŸan'ı iktidardan indireceÄŸiz" sözünü bile verdi.  referandumunda açıktan "hayır" lehine tavır alan Avrupalı siyasetçilerin "ErdoÄŸan'ı indirme" projesine destek vereceklerini tahmin etmek güç deÄŸil. Anti-demokratik yollarla "ErdoÄŸan'ı devirme" hayalini kuran iç-dış çevrelerin boÅŸ durmayacağını da 17-25 Aralık'tan bu yana biliyoruz zaten.

***

Seçimlerle "ErdoÄŸan'dan kurtulmak" isteyenler ümitlerini yüzde 50 artı 1 çıtasına baÄŸlamış durumda.
Çabaları iki yönlü:
1- 16 Nisan referandumundan çıkan yüzde 48 hayır oyunu Erdoğan aleyhtarlığında kenetlemek.
2- Yüzde 51 'evet' oyundan da, "makul aday" Ã§Ä±kararak, birkaç puanı koparabilmek.
Åžimdilik kampanyalarının söylemi, "yaÅŸam tarzına müdahale" ve "rejim deÄŸiÅŸikliÄŸi" iddiaları üzerine olacak gibi.
Elbette öncelikli muhataplar gençler ve kadınlar...
Åžort giyen kadınlara ya da Atatürk büstüne saldırı ve sarıklı polis gibi sembolik hadiseler "Cumhuriyet rejimi elden gidiyor" endiÅŸesi üretmeye uygun bulunuyor.
Ancak eski "laiklik" tartışmasının "yaşam tarzına müdahale" söylemi üzerinden geri getirilmesi çabasını AK Parti kolaylıkla karşılayabilecek bir tecrübeye sahip.

***

Kurumları yeniden yapılandırma ve deÄŸiÅŸen seçmen sosyolojisini yakalama derdindeki AK Parti'nin önündeki asıl riskler baÅŸka yerde bulunuyor. Ä°lki, AK Parti-MHP arasındaki "milli-yerli" ittifakı tarafların menfaat dengesini koruyarak yürütme ihtiyacı. "ErdoÄŸan'ı indirmek" isteyenlerin ilk saldıracağı yerin bu ittifak olacağı ortada. Bu yüzden MHP lideri Bahçeli'nin OHAL uygulamalarına ve dış politikaya verdiÄŸi desteÄŸin devam etmesi temin edilmeli. Meral AkÅŸener'in parti kurmasının getireceÄŸi bir meydan okuma var: Bahçeli, daha sıkılıkla iktidarın "payandası" olmakla suçlanacak. Bu eleÅŸtiri ortamında AK Parti de MHP de hem ittifakı sürdürme hem de kendi farklı kimliÄŸini, siyasetini koruma kaygısı içinde olacak. Ancak "siyasi ayak" ve "yeni devlet" tartışmalarında görüldüğü üzere MHP'den gelen eleÅŸtirilerin AK Parti içinde "olumsuz" etkide bulunduÄŸu da göz ardı edilmemeli.
"KadrolaÅŸma" ve "güncel siyasetin nabzını tutma" açılarından bir gerginliÄŸindevam edeceÄŸi de öngörülmeli.
AK Parti'nin ikinci risk alanı ise görev değişikliği sonrası kenarda tutulanların bir muhalefet odağına çevrilmesi ihtimalidir.
"Ä°slamcılar tasfiye ediliyor" ya da "iÅŸler kötüye gidiyor" söylemleri ile oluÅŸturulmak istenen "iç muhalefet" bir kopuÅŸa götürülmek istenebilir. Bu iki risk ile mücadelede AK Parti'nin en büyük avantajı ErdoÄŸan'ın genel baÅŸkanlığa dönüşü. ErdoÄŸan, oy alma hususunda ülkemizdeki gelmiÅŸ geçmiÅŸ en baÅŸarılı siyasetçi olmasını birkaç ÅŸeye borçlu: Siyasi ittifaklar kurabilme, kadro yenilemesi yaparken parti bütünlüğünü koruyabilme ve güncel siyasi tartışmaları aÅŸan bir gündemi oluÅŸturabilme.
Bu yüzden Erdoğan'ın yüzde 50 artı 1 gibi yüksek bir çıtadan "korktuğunu" söyleyenler aslında Erdoğan'ın varlığında bu çıtayı aşmalarının mümkün olmadığı yönündeki hissiyatlarını baskılıyorlar.

Kaynak: Sabah

Henüz yorum yapılmamış.

* İşaretli tüm alanları doldurunuz.